Sevdiklerimi geride gözü yaşlı bırakıp, ellerim kelepçeli ayrılırken,
Dört duvar arasında yalnızlığı yudumlarken,
Gecenin sessizliğinde hıçkırıklara boğulurken,
Tek tesellim vardı bir gün yine onlara sarılabilmek…
Her ay gelecekleri günü iple çekiyordum,
Yakup misali onlar gelmeden kokularını alıyordum.
Hasretle sıkı sıkı sarılıp özlem gideriyordum,
Nereden bilebilirdim bu gelişlerinin son gelişleri olacağını…
Kıvrım kıvrım uzayıp giden yolların;
Onların al kanına bulanacağını,
Bizlerin vuslatına vesile olan yollların,
Muvakkaten de olsa ayrılık sebebi olacağını…
Affet beni can yoldaşım, hayat arkadaşım…
Affet beni gözümün nurumu canım yavrum…
Affet beni başımın tacı varlık sebebim…
Bensiz bıraktım sizi hayatın keşmekeşinde…
Son vazife için geldim huzurunuza,
Sizden ilk ayrıldığım andaki gibi
Ellerimde kelepçe, gözlerimde yaş, dilimde dua…
Bir kaç avuç toprak atabildim mis kokan kabrinize…
Ya bundan sonrası;
Yüreği yaralı bi aslan gibi döndüm dört duvar arasına…
Tek tesellim olan, beni bu zindanda ayakta tutan;
Hayalini kurduğum günleri de, sizinle beraber koyarak o kabre…
Rabbimden tek dileğim;
Bana ve benim gibi sevdiklerini cezaevi yollarında yitirenlere,
Bu dünyada sabır, ötelerde hakiki kavuşma lütfetsin..
Sizlerin de mekanının cennet eylesin…
Büşra Nehir
post hakkında tartışma