Yine aylardan Kasım…
Kasımın ilk günü
Ama kafam cidden bir hoş bu gece…
Emin beldeye bilet aldığım, RABBİMİN LÜTFUYLA bir fereç mahreç bulduğum gündür bugün.
1. Yıldönümü…
Aslında sevinçliydim, birkaç güzel insanla paylaşmıştım da bu sevinci. Ama kulağıma çalınan hüzünlü bir şarkı çok farklı yerlere götürdü beni.
Yıllar öncesine…
Ekim sonlarıydı…
Hicret ettiğim ilk ülkede severek çalıştığım okulum haramî ellerce gasbedilmiş ve biz bir başka hicret ülkesinin yolunu tutmuştuk. Orada devam edecektik hizmete. Bir Kasım’da avdet ettiğimiz bu yeni ülkede değişik tecrübelerin besmelesini yeni yeni çekiyorduk ki çok çok elim bir haberle dağlanmıştı kalplerimiz: Maden Ailesi Faciası…
FERİDUN MADEN’İN ARDINDAN
Rotası şaşınca bir aziz yurdun
Forsalara kaldı meydanım bugün
Hakk’a yelken açtı aslan Feridun
Onulmaz yaradır vicdanım bugün
Bot için harcayıp cepteki nakdi
Umuda yolculuk bir gece vakti
Kara haber ilk kez böyle gecikti
Denizden derindir zindanım bugün
Hüseyn’e ağlarken Güllerin Şahı(SAV)
Dalga dalga masum goncanın ahı
Zehir oldu kara günün sabahı
Tırpanlar altında fidanım bugün
Hüner midir bilmem mersiye yazmak
Karanlığı yermek, ampule kızmak
Kulak ver hayata, sahili gez, bak
En fasih lisandır bedenim bugün
Benzerken talihin mazlum vatana
Hatıran ışıktır her kahramana
Feridun’um nasıl kıydılar sana
Yâd ellerde medfûn mâdenim bugün
Bugünler mi susar, tarih mi yazar
Toprak mı, deniz mi en güzel mezar
Dünya diken toyu, ukba lalezar
Allah’a emanet vatanım bugün
İçimiz üzüle üzüle yazdığımız bir şiirdi bu…
Ekvatora Yakınken, ordan ayrılmadan önceki son şiirimdi. Gerçi Furkan Dizdar Masum’un şiirine daha önce başlamıştım ama kısmet böyleymiş, Feridun’um sıra kapmış oldu biraz.
Bir taraftan da aleyhimizde sürdürülen keyfî ve olumsuz işlemler bizi cebr-ilütfî, yeni bir hicrete, daha emin bir belde arayışına sevk ediyordu. Bu arayışın hayırlısıyla tamamına erdiği tarihtir 1 Kasım benim için…
İşte, hicret ettiğimiz bu emin beldede tamamladım Furkan’ın şiirini.
Bu yazıyı yazmaya başlamadan dakikalar öncesinde dahi Furkan ile ilgili bir yazı planlıyordum zihnimde. Hem de günler öncesinden başlamıştım planlamaya ama şiirde olduğu gibi Feridun burda da sıra kaptı. Sevgili Abisi Furkan, Feridun’u da, beni de mazur görür inşallah.
Maden Ailesi Hakk’a yürüdükten 20-25 gün sonra basına yansımıştı olay. Biz de öylece haberdar olmuştuk. Şimdi dikkat ediyorum ki tevafuk; şiirin yayınlanması da vefat yıldönümüne yakın bir zamana denk gelmiş. Hiç bir dahlimiz olmadan hem de…
Yapan, Eden O(cc) olunca herşey ne de güzel oluyor böyle.
“Yine Aylardan Kasım” diyordu şarkıda…
Dertli dertli söylüyordu…
Kim bilir, kim kime söylüyordu ama dinlediğim bu şarkı ile benim aklıma Feridun Masum ve ailesi geliyordu.
Benim için kurtuluş, fereç mahreç olan bir tarih, bir masum ve ailesi için sulara gömülme gününü mü gösterecekti böyle? Hem de ailenin iki ferdi hala bulunamamışken…
Hâşâ kadere tenkit değil bu feryat, asla değil.ALLAH’IM biliyorsun, kalplerimizi sen biliyorsun.
Çok acı Allah’ım çok acı.
Onun için hep diyorum;
“Ölüm ALLAH emri ona karışmam
Sebep zalim oldu küstüm barışmam”
Ve hep diyeceğim, asla barışmayacağım !!
Gece geç vakit, yine güzel oldu kafam. Ders çalışmam lazım, bakalım nasıl çalışacağım, ne anlayacağım? Ama artık şu şarkıyı her dinlediğimde seni hatırlayacağım sevgili Feridun’um.
Yine aylardan Kasım…
Sanki sende, ailende ve emsalin diğer merhum kardeşlerinde kaldı bir yanım. Furkan Dizdarlar’da, Selmanlar’da, Betül Sedalar’da…
Offff…
Hergün dert oluyor içime offf.
Feridun Masum’a, ailesine ve cümle MASUM ve mazlumlara dua eden, Fatiha ve hatim hediye edenlerin evvel ahir akıbetleri hayrolsun.
Masum ve mazlumların derdi ile dertlenen herkesin gecesi de, gündüzü de mübarek olsun.
Süleyman Halidoğlu – 2020
1 Kasım’ı 2 Kasım’a Bağlayan Gece
post hakkında tartışma