Cabir Duysak, eğitimi, çalışma hayatı başarılarda dolu parlak bir akademisyendi. Marmara Üniversitesi’nde Araştırma Görevlisi olarak görev yaparken bir yandan da doktora çalışmasını bitirmeye çalışıyordu.
15 Temmuz’dan sonra önce adliyede çalışan eşi gözaltına alındı ve tutuklanarak cezaevine gönderildi. Eşinden sonra da kendisi onbeş gün gözaltında kaldıktan sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Dört yıl boyunca hiç aksatmadan imzasını attı. Eşinin yargılanması devam ederken kendisi ikinci kez göz altına alınıp bırakıldı. İhraç edilmesine rağmen, Osmanlıca çeviriler yapmaya devam ediyor, kitaplar yazıyordu. İngiliz Başbakanı’nın dedesi Ali Kemal’in 1912-14 yıllarında yazdığı gazete yazılarının çevirisini yapıp kitap olarak hazırlamıştı. Mesleğine, bilime aşkla bağlı olan Cabir Duysak’ın en büyük hayali senelerce emek verdiği doktora çalışmasını bitirmekti. Ancak KHK’lı olduğu için danışman hocası tarafından doktora raporu imzalanmamıştı. Bu yüzden doktorasını tamamlayamadı.
Eylül ayında yapılacak duruşmasının stresi, başarılı kariyerinin önüne konan engeller, gelecek kaygısı stresleri, aslında çok neşeli olan bu başarılı akademisyene çok ağır geliyordu. Halsizlik şikayetiyle gittiği hastanede dördüncü evre mide kanseri olduğunu öğrendi. Kanser ciğerlerini ve kemiklerini de sarmıştı. Kıymetli bilim insanı Cabir Duysak, tedavisine bile başlanamadan teşhisin 18. gününde 41 yaşında Rahmet-i Rahman’a kavuştu. Bir hesap daha ahirete kaldı. Rabbimiz rahmet eylesin. Mekanını cennet, şehitlere komşu eylesin. Ailesine ve dostlarına sabrın en güzelini versin. Amin.
10.07.2021
post hakkında tartışma