Evvelce bu tür faciaları “Fetö’cüleri taşıyan tekne battı, şu kadar çocuk öldü” gibi, vicdanları isyan ettiren başlıklarla duyuran TV ve gazeteler bu defa tek satır bile haber yapmadılar ve tam bir “karartma” uyguladılar.
Olay yöneticilerin de umurunda olmadı.
Facia kurbanları Sakız’da defnedildi.
Şimdiye kadar gerek Ege’de, gerekse Meriç’te yaşanan facialarda can verenlerin sayısı kaça ulaştı bilmiyoruz; ama sergilenen duyarsızlığın vicdanî yükü gittikçe ağırlaşıyor.
Çocuklarıyla birlikte herşeyi göze alarak böylesine tehlikeli bir ölüm yolculuğuna çıkan ebeveynlerin genelde eğitimli insanlar olduklarını öğrenince ister istemez sormamız gerekiyor:
Nasıl bir çaresizlik duygusudur ki, onları buna mecbur ediyor? Tuzu kuruların cevabı gayet kolay: “Adaletten kaçarken çocuklarını da kendileriyle birlikte ölüme götüren sorumsuz kaçaklar bunlar! Vebali de onların!”
Peki, gerçekten öyle mi? Çocuklarını ortada bırakıp zindanlara atılmayı göze almak herkesin harcı mı? “Terörist” damgası yemenin bu kadar kolaylaştırıldığı, tutuksuz yargılanmanın dahi “lütuf” haline getirildiği, mahkemelerde yaşananların herkesi endişeye sevk edip ürküttüğü ve pasaportların gasp edilip yurt dışına yasal çıkış yollarının kapatıldığı bir süreçte bu kaçışların gerçek sorumluları kimler?
İnsanlar âdil yargılanacaklarından emin olup yargıya gerçekten güven duyabilseler, ölümü göze alarak kaçmayı tercih ederler mi?
Ne zamandır devam edip giden bu yürek yakıcı insanlık dramının acı bilânçosu her geçen gün daha da büyürken, daha işin başında buna meydan vermemesi veya artık müdahale edip sonlandırması gerekip de seyirci kalanlar ve savsaklayanlar, önce kendi vicdanlarına, sonra Allah’a nasıl hesap verecekler?
Kâzım GÜLEÇYÜZ – 04 Ekim 2019 – Yeni Asya
https://www.yeniasya.com.tr/kazim-gulecyuz/bu-dramlar-bitsin-artik_504271
post hakkında tartışma