Bir parçası Amerika, bir parçası Avrupa, bir parçası Gürcistan’a dağılmış bir ailenin evlat ölümüyle de sınandığı parçalanmış bir ailenin hikâyesi…
SEVİNÇ ÖZARSLAN
Nihan Nur Çetiner, Gürcistan’da İngilizce öğretmenliği son sınıf öğrencisiydi. Anne-babası ve iki kardeşi Hizmet Hareketi’ne yönelik soruşturmalar sebebiyle dünyanın dört bir tarafına dağılmak zorunda kaldı.
Ailesinin bir parçası Amerika’da bir parçası Avrupa’da kendisi ise Gürcistan’daydı. Diş ameliyatı olduğu Gürcistan’da bitkisel hayata girdiğinde ne annesi ne babası ne de kardeşleri gelebildi.
Aile fertleri hâlâ bir araya gelip birbirlerine taziyede bulunabilmiş değil. Çetiner ailesi, Hizmet Hareketi’nin dünyanın dört bir tarafına dağılmış ailelerinden sadece biri.
EĞİTİMLE GEÇEN BİR ÖMÜR
Metin-Nuriye Çetiner çiftinin ömürlerini eğitim ve sosyal yardım faaliyetlerinde harcamış iki isim.
Edebiyat öğretmeni olan Metin Çetiner 16 yıl öğretmenlik hayatının ardından 2008’de koordinatör olarak başladığı Kimse Yok mu Derneği’nin genel müdürlüğüne kadar yükseldi. Özellikle Afrika’da su kuyuları ve kurban bağışı kampanyalarını organize etti.
Nuriye Çetiner ise Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı olarak Ümraniye’de Kur’an kursu öğretmenliği yapıyordu. Yaklaşık 20 yıl ders verdi, gençlerle ilgilendi, artık emekliliğini bekliyordu. Hayatların 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsü ile altüst oldu.
Metin-Nuriye Çetiner ve üç çocuğu; İbrahim (29), Nihan Nur (24) ve Hilal (14), 15 Temmuz’dan sonra dünyanın dört bir yanına dağılmak zorunda kaldı. Baba ve iki çocuk Amerika’da, anne Avrupa’da ve 12 Aralık 2018’de hayatını kaybeden Nihan Nur Çetiner Gürcistan’daydı.
Eğitim için Gürcistan’da bulunan kızları Nihan Nur, diş tedavisi için girdiği ameliyattan bitkisel hayatta çıktı.
BİTKİSEL HAYATTA İKİ HAFTA
Bitkisel hayatta kaldığı günler boyunca ailesinin hiçbir ferdi onu ziyarete gidemedi. Babası ve kardeşi Amerika’dan ayrılamıyor, annesi bulunduğu Avrupa ülkesinden çıkamıyordu. Pasaport iptalleri ve vize alamama gibi sorunlar nedeniyle ailenin bütün fertleri farklı ülkelerde sıkışıp kalmışlardı.
Annesi ameliyata girmeden önce kızının yanında olmak istedi ve her şeyi göze alıp elinde pasaportu olmadan uçağa binmek isteyince havaalanında gözaltına alındı ve kızının ölümünü bir Avrupa ülkesinin nezarethanesinde öğrendi.
Tiflis’e gitmek üzere birlikte yola çıktıkları 65 yaşındaki Necmiye Sema Yerlikaya ise Gürcistan’a uçabildi. Central Hospital’de iki haftadan daha fazla yoğun bakımda kalan Nihan Nur hayatını kaybedene kadar başında bekledi. Sonra onu yıkadı, kefenledi ve cenazesini Türkiye’den almaya gelen teyzesine ve dayısına teslim etti.
8 SU KUYUSU AÇILACAK, ADI İKİ YETİMHANEDE YAŞAYACAK
Vasiyeti üzerine Ankara’ya dedesinin yanına gömülmek isteyen Nihan Nur Çetiner, bir gün önce yazıp imzaladığı ve yakın bir arkadaşına verdiği vasiyetine, “Herkese hakkımı helal ediyorum… Elbiselerimi yetimlere bağışlayın… günlüklerimi de yakın.” diye yazdı.
Babasından ise istediği tek şey vardı: “Afrika’da su kuyusu açarsan sevinirim.”
Nihan Nur adına 1 değil, Tanzanya, Nijerya, Çad ve Kamerun’da toplam 8 su kuyusu açılacak. Ayrıca ismi iki yetimhanede yaşayacak. Yardım derneği Time to Help, Tanzanya’da inşaatı devam eden ve 25 Şubat’ta açılacak yetimhaneye onun ismini verecek.
İkinci yetimhane de yine Tanzanya’da olacak.
TOPLANAN BAĞIŞLAR TANZANYA’DA YETİMLER İÇİN UMUDA DÖNÜŞTÜ
Merkezi Amerika’da olan Embrace Relief Foundation’ın başlattığı “Nihan Nur’s Final Wishes Fundraiser” kampanyasından toplanan bağışlarla çok zor şartlarda faaliyetlerine devam eden bir yetimhane ve meslek edindirme kursu (Dogodogo Merkezi) yenilenecek.
Metin Çetiner, “Kızım hayra yatkın bir evlattı. Sağlığında kimin derdi olsa koşar, hatim, tefriciye dağıtırdı. Şimdi herkes onun için seferber oldu. Afrika’nın bir ülkesinde 1001 hatim okundu.” diyor.
“DERNEĞİMİZİ İTİBARSIZLAŞTIRMAK İÇİN ALGI OPERASYONU YAPACAKLARDI”
Metin Çetiner, aslında 15 Temmuz’dan önce Türkiye’den ayrılmıştı. 17 Aralık 2014’ten sonra Gülen Cemaati’ne yönelik operasyonlar başlamış, 2004 yılında kurulan Kimse Yok mu Derneği de bu operasyonların merkezine konulmuştu.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), ‘yardımlar nereye harcandı’ diye sorarak derneği sürekli itibarsızlaştırmaya çalışıyordu. Derneğin 21 yöneticisi hakkında 23 Şubat 2018’de çıkarılan gözaltı kararı aslında 2015 yılı nisan ayında uygulanacaktı. Fakat olmadı.
Metin Çetiner o günleri şöyle anlatıyor: “2015 yılı nisan ayında dernekle ilgili algı operasyonu yapılacağının duyumunu aldık. 21 yöneticiyi sabah evlerinden alacak, gazetelerde boy boy fotoğraflarımızı yayınlayacaklardı. Amaç bir yardım kurumunu toplumun gözünden düşürmek, şaibeli, güvenilir olmayan bir dernek olduğunu kamuoyuna duyurmaktı. Derneğin yöneticilerinin büyük bir kısmı yurt dışına çıkınca bunu gerçekleştiremediler.”
80 ÜLKEDEN HİZMET MADALYASI
Metin Çetiner önce İngiltere’ye sonra da Amerika’ya gitti. Derneğin uluslararası ilişkileriyle buradan ilgilenmeye devam ederken güzel bir gelişme olur ve 80 ülkeden üstün hizmet madalyası alan Kimse Yok mu Derneği’ne bir ödül de Tayvan’dan gelir.
Tayvan’da yılın en’lerini belirleyen bir kurum, dünyada insani yardım konusunda gayret gösteren kurum olarak Kimse Yok mu Derneği’ni seçmiştir. Çetiner, Tayvan Cumhurbaşkanı’nın elinden ödül almak için 2015 yılı mayıs ayında Tayvan’a gider, fakat hemen akabinde İstanbul’a yazılı ifade vermeye çağrılır.
BİR TARAFTA ÖDÜL ALIRKEN TÜRKİYE’DE İFADEYE ÇAĞRILDI
Dünyanın bir ucunda madalya alırken, kendi ülkesinde ifadeye çağrıldığı ilginç bir süreçtir bu:
“3 günlüğüne İstanbul’a döndüm. O zaman yurt dışına çıkış yasakları yoktu. Avukatımla birlikte ifademizi hazırladık ve Emniyet’e verdik. Sordukları soru, ‘Somali’ye para götürdünüz mü?’ Evet götürdük. Neticede dernekte toplanan yardımlar bunlar ve bu parayı götürürken yanımızda AKP’li 5 milletvekili vardı. Diyanet Vakfı, TİKA, İHH nasıl yardım götürdüyse Somali’ye, biz de öyle götürmüştük. Somali’de banka vardı da biz mi göndermedik. İfademizde bunları anlattık.”
Çetiner, dönemin AKP Grup Başkan Vekili İlknur İnce Öz, Hatay Milletvekili Orhan Karasaray, Samsun Milletvekili Binnur Şahinoğlu ve adını şimdi hatırlayamadığı iki milletvekili ile gider Somali’ye. İfadesinde bunları belirttikten sonra Amerika’ya dönen Çetiner, 2015 yılı ağustos sonuna doğru ise oğlunun nişanı olacağı için yine İstanbul’a döner. Nişanın ardından kızları Nihan Nur’u Gürcistan’a götüreceklerdir.
ANNE, BABA VE KIZIN YOLU TİFLİS’TE AYRILIR
1994 doğumlu Nihan Nur, 2014 yılında Coşkun Koleji’nden mezun olur. Türkiye’de üniversiteyi kazanamayınca 2014’te Kamboçya’daki Zaman University’ye İngilizce hazırlık okumaya gider ve İngilizce öğretmeni olmaya karar verir.
Fakat burada İngilizce öğretmenliği bölümü olmadığı için Gürcistan’daki International Black See University’ye (IBSU) yazılır. Gürcistan’ın Türkiye’ye yakın olması da ailesinin hoşuna gider. 1 Eylül 2015’te bu yüzden hep birlikte Tiflis’e giderler. Anne ve baba, alışsın, zorlanmasın diye bir hafta Nihan Nur’un yanında kalır. Bu arada dönüş biletleri hazırdır. Fakat planlarını gerçekleştiremezler.
ANNE, BABA VE KIZ BİR DAHA BİRBİRİNİ GÖREMEZ
Anne, baba ve kızın yolu Tiflis’te ayrılır. Bir daha dünya gözüyle bir araya gelemezler. Metin Çetiner, “Artık Türkiye’de başıma ne geleceğinden emin olmadığım için Tiflis’ten Kırgızistan’a geçtim. 4,5 ay Kırgızistan’da kaldıktan sonra 13 Şubat 2016’da Amerika’ya uçtum. O günden beri buradayım.” diyor.
Nuriye Çetiner ise İstanbul’a döner. Hem diğer kızı Nihal oradadır, hem de emekliliğine az kaldığı için görevine devam etmek ister. Ta ki, 15 Temmuz’dan sonra, her gün arabasına alıp kursa gidip geldiği iki meslektaşı “Bu da cemaatten” diye kendisini ihbar edene kadar… Nuriye Çetiner, hemen KHK ile işinden atılır, yurt dışına çıkış yasağı konulur ve mahkeme süreci başlar.
Hakkındaki suçlamalar bellidir. Bank Asya’ya para yatırmak, Zaman gazetesine abone olmak, çocuklarını Coşkun Koleji’nde okutmak…
“SUÇLAYACAK BİR ŞEY BULAMAYINCA DOSYALARI BİRLEŞTİRDİLER”
Metin Çetiner, Bank Asya’ya devlet el koyduktan sonra para yatırdıklarını ifade ediyor: “Dededen kalma bir yerimiz vardı, onu sattık ve parayı Bank Asya’ya yatırdık. Fakat o dönemde banka TMSF’ye geçmişti. Devlete geçmiş bir bankaya para yatırmanın ne suçu olacak! Çocuğumuz okula ben kaydettirdim, eşim değil. Gazeteye de ben aboneydim.”
NİŞANLISI YÜZÜĞÜ ATTI
Nuriye Çetiner, üç ay önce Meriç Nehri üzerinden Yunanistan’a geçti. Küçük kızı Hilal, annesinden kısa bir süre önce babasının yanına gitti.
Ailenin yaşadığı başka bir zorluk da oğulları İbrahim’le ilgili oldu. Olaylardan etkilenen nişanlısı yüzüğü atarak nişanı bozdu.
DİŞ AMELİYATI ÖLÜME GÖTÜRDÜ
Doğuştan kalp hastası olan ve dişleriyle sürekli problem yaşayan Nihan Nur tüm bu yaşananlardan sonra bir daha Türkiye’ye dönmek istemedi. Diş tedavisi bu nedenle yarım kaldı. Zaten 6 dişi yoktu, 14 dişinin ise kimine dolgu, kimine de kaplama yapılması gerekiyordu.
Anne ve babası İstanbul’daki doktoruna gitmesini istedi, fakat ailesinden dolayı tutuklanan arkadaşları, dostları aklından çıkmıyordu. Mecburen Tiflis’te tedavi olmaya karar verdi.
Fakat Nihan Nur’un en büyük korkusu diş doktoruydu. Bu yüzden lokal anesteziye cesaret edemedi. Türkiye’deyken de ne zaman doktora gitse, bir elinden annesi bir elinden babası tutuyordu. Durum böyle olunca ‘ben uyuyayım, doktor tedavisini öyle yapsın’ diye düşündü.
Tiflis’te üç hastane ile görüştü, ilk iki hastane dişlerine ameliyat ile müdahale etmeyi uygun bulmadı. Kalbi ameliyatlı olduğu için riskli olacağını düşündü. Kan, kalp kapakçığına yaklaştığı bir yerde blokaj olduğu için tazyikli geliyor ve kapakçığı zorluyordu. Üç dört sene önce ameliyat ile bu tahribat düzeltilmişti.
“YANINDA OLAMAYINCA OLAN BİTENİ DEĞERLENDİREMEDİK”
Dişiyle ilgili herhangi bir işlem yaptırması gerektiğinde iki gün önceden antibiyotiğe başlıyordu. Üçüncü diş hastanesi DentoClub’ta görüştüğü, kendisini ameliyat edecek olan doktora bunları Gürcü bir kadının; Ia Idadze’nin yardımıyla anlatmaya çalıştı.
Babasına da ameliyatla ilgili bilgi verdi: “Kızımızın İngilizcesi var, ama doktorun yok. Gürcüce bilen bir kadınla doktorla konuşmaya gidiyor. Ne konuştular, nasıl anlaştılar, çok bilemedik. Bana ‘iyi doktor, ben konuştum, durumu anlattım’ dedi. O şekilde ameliyat kararı aldık. Doktor 5-6 saatte birinci aşamayı yaparız, ikincisinde de toparlarız demiş. Biz de yanında olmayınca olan biteni değerlendiremedik. Böyle tehlikeler olduğunu öngöremedik.”
Ia Iadze, bir yıl önce gaz zehirlenmesinden hayatını kaybeden Nihan Nur’un sınıf arkadaşı Guranda Khachapuridze’nin annesiydi. Kızını kaybeden anne, Nihan Nur’u sahipleniyor, onunla teselli buluyor, yardıma ihtiyacı olduğunda her şeyine yetişiyordu.
Ameliyata girmek üzere Nihan Nur’a narkoz verildiği o anda da yanında yanındaydı. Nihan Nur’un çok heyecanlandığını ve korktuğunu ifade eden Iadze, manevi kızı olarak gördüğü Nihan’ın son sözünün “Kızın cennetten sana dua ediyor, sen de bana dua et.” olduğunu söylüyor.
“YAYGARA ÇIKARMAYIN, HASTANE MASRAFLARINI ÖDEYELİM”
Nihan Nur’a narkoz verildiği o anda hemen tansiyonu düştü ve daha operasyonun başında nabzı durdu. Kalp masajı biraz gecikmeli olarak yapılsa da sonuç alınamadı.
Daha profesyonel müdahale için bulunduğu DentoClub’tan beş dakika uzaklıktaki Central Hospital’e kaldırıldı ancak kurtarılamadı. Narkoz alerjisi teşhisi konulan Nihan Nur, burada 15 günden fazla yoğun bakımda kaldı ve hayatını kaybetti.
Nihan Nur Çetiner’in vefatında, DentoClub’ın bir ihmali olup olmadığı henüz belli değil. Otopsi yapıldı. Adli Tıp Kurumu ve Sağlık Bakanlığı’ndan gelecek raporlar bekleniyor.
EN BÜYÜK HAYALİ AMERİKA’YA GİTMEKTİ
Nihan Nur, yardımseverliğinin yanı sıra heyecanlı, deli dolu ve esprili kızdı. IBSU’da son sınıfa kadar gelmişti, bu yıl mezun olacaktı. Bir an önce okulu bitirip Tiflis’ten ayrılacağı günü iple çekiyordu. Arkadaşları ve kolejden öğretmeni Zehra Günay, onun tek hayalinin Amerika’ya gitmek olduğunu anlatıyor. Defalarca ABD vizesine başvurmasına rağmen hep red aldığı belirtiliyor.
ÖĞRETMENİ: NİHAN VEFALI BİR ÖĞRENCİYDİ
Coşkun Koleji’nde müdür yardımcısı olan Zehra Günay, “Nihan benim odamın demirbaşı gibiydi, hiç ayrılmadık. Mezun olduktan sonra da bağımız kopmadı. Vefalı bir öğrenciydi. Nereye gitsem mutlaka beni bulur, varlığını hissettirirdi. Bana bazen sen diye hitap ederdi. Azıcık uyaracak gibi olurdum; ‘sanki kızın sana siz diye mi hitap ediyor’ diyerek beni ikna etmeyi başarırdı.
Duyguları çok güçlüydü Nihan’ın. Okuldaki herkesin dert ortağı, sırdaşıydı, yaramazdı, inatçıydı da. Öğretmenlerini az uğraştırmadı. Ama öyle sevgi dolu bir çocuktu ki uzun süre kızamazdınız ona. Yanlış bir şey yaptığında vicdanı onu hiç rahat bırakmaz, hemen düzeltmeye çalışırdı. Ameliyatından hiç bahsetmemesinin şaşkınlığını ve üzüntüsünü hâlâ yaşıyorum Buraya kadarmış… Hayatımıza bir melek uğramıştı ama biz onu bilemedik, ona doyamadık.” diyor.
NİHAN AMELİYATA GİRMEDEN ÖNCE VASİYETİNİ YAZDI: BURAYA KADARMIŞ…
Nihan Nur ne çok sevdiği öğretmenine ne de dostlarına ameliyata gireceğinden bahsetmiş. Sadece Tiflis’te birkaç arkadaşına haber vermiş. Genç bir kız diş ameliyatına girerken neden vasiyet yazmak ister, neden cümlelerine “ölürsem…” diye başlamaz da “Buraya kadarmış…” gibi ifadeler kullanır soruları tüm sevenlerinin aklını kurcalıyor. Babası, iki cümlesinden birinde kızının ölümünü hissettiğini söylüyor.
Çetiner ailesi, 15 Temmuz’un paramparça ettiği ailelerden sadece biri… “Dağıldık tabiri caizse, bunlar tabii kolay olmuyor. İnsan psikolojisini çok yıpratıyor. Halen tam normal olduğumuz söylenemez. Yine de iyi olmaya çalışıyoruz.” diyen Metin Çetiner’in gözyaşı ve acısı henüz dinmiş değil. 10 gün hapiste kaldıktan sonra serbest bırakılan Nuriye Çetiner de dostlarının desteğiyle ayakta durmaya çalışıyor.
post hakkında tartışma