Dâsitânî öykünüze kifâyetsiz kelâm kısır dibâce
Akîm kaldı dizeler kırıldı endâze
Hâbilî ve Kâbilîler ihtâr eder ezhâna kendini
Tâ Adem (as)’dan bize ulaşan geniş yelpâze
Devr i fitende ulemâi sû’ya püsküllü yalan düştü
Tut elimizden! Yâ Rabb! Tut ki varlığınla avunayım!
Göz selimde boğulmadan dipdiri Sana varayım!
Bir sürü hakka mil çekilmiş göz
Gırtlaktan aşağı geçmez nasib kesik yok öz
Kulaklarda bir uğultu hükümsüz giren söz
Mühürlü kalpler kör sağır dilsiz sînede köz
Devr i fitende ulemâi sû’ya püsküllü yalan düştü
Tut elimizden! Yâ Rabb! Tut ki varlığınla avunayım!
Göz selimde boğulmadan dipdiri Sana varayım!
Öz vatanda üvey evlad gibi itilip kakıldılar
Vatana meftûn sîneler bir gecede satıldılar
Yetimi öksüzü doyuranlar parya gibi itilip kakıldılar
Allahın emrine karşı gelmeye fetvâ etti taylasanlılar
Devr i fitende ulemâi sû’ya püsküllü yalan düştü
Tut elimizden! Yâ Rabb! Tut ki varlığınla avunayım!
Göz selimde boğulmadan dipdiri Sana varayım!
Doğu-batı yok onlarda her yer gül şehrine döndü
Bahçesine atılan bombalar bağbâna âşık döndü
Kardeşlik destânı düşmanlığı mezara gömdü
Gecesini gündüzüne kattı fitnenin ateşi söndü
Devr i fitende ulemâi sû’ya püsküllü yalan düştü
Tut elimizden! Yâ Rabb! Tut ki varlığınla avunayım!
Göz selimde boğulmadan dipdiri Sana varayım!
Tekke vazîfesi görür o ışığı sûre-i Nûrdan mülhem hâneler
Serden geçenler uğrar metafizik gerilime kilitlenenler
Sülüs-ü leylde yakarır Rabbisiyle mukâleme eyler
Küheylânı şahlanır serdengeçtiyi yola revân eyler
Devr i fitende ulemâi sû’ya püsküllü yalan düştü
Tut elimizden! Yâ Rabb! Tut ki varlığınla avunayım!
Göz selimde boğulmadan dipdiri Sana varayım!
Devr-i fiten başlar Nûr hâneler ışığı itfâ eyler
Herbiri dağılır şirâzeden çıkmış tesbîh taneler
Harâbeye döner gülistân bagbân âh u zâr eyler
Geride karanlık eller karanliğa ihtirâm eyler
Devr i fitende ulemâi sû’ya püsküllü yalan düştü
Tut elimizden! Yâ Rabb! Tut ki varlığınla avunayım!
Göz selimde boğulmadan dipdiri Sana varayım!
Bağbana ise zindan yâhut sürgünler revâ
Yâhut hâinler mezarında mezâlim had safa
Türlü işkencelere şeyâtîn avanesine şaşa
Yâhut hicrette düşer zalam içre zalam dolu havfa
Devr i fitende ulemâi sû’ya püsküllü yalan düştü
Rahmân’ın has kullarına layık görülen kanlı urgân
Câhiller onlara hakâret edince deyiverirler “size selam!”
Yeryüzüne mirasçıdırlar gönüller vüdd dolu heyecan
Rahman’ın has kullarına has hüsnü kabûlden tûfân
Devr i fitende ulemâi sû’ya püsküllü yalan düştü
Tut elimizden! Yâ Rabb! Tut ki varlığınla avunayım!
Göz selimde boğulmadan dipdiri Sana varayım!
Dalgalardan kıvrılır gelir başını taşlara vurur medcezir
Herbir dalgada bir minik beden uzaktan belirir
Rabbe îmânî olmayan bu kertede delirir
Ellerinde mâsûm yavrusunun naâşı gözler yaşlı seğirir
Devr i fitende ulemâi sû’ya püsküllü yalan düştü
Tut elimizden! Yâ Rabb! Tut ki varlığınla avunayım!
Göz selimde boğulmadan dipdiri Sana varayım!
Meflûç dimağlar eğlenir görmeyen gözler bayık
Bu güzîde kulların parmağına batan bahtsız kıymık
Yahut mübârek derisini soyan kemter tırmık
İçimden taşan bu âfâttan kurtarır bir kayık
Devr i fitende ulemâi sû’ya püsküllü yalan düştü
Tut elimizden! Yâ Rabb! Tut ki varlığınla avunayım!
Göz selimde boğulmadan dipdiri Sana varayım!
Önünüzde kanlı Meriç şehit kanı yıkamış sular
Zâti bu yolun vasfıydı kandan irinden deryâlar
Her bir dalgasında keskin bir feryâd ne kâmetler yuttular
Tutunacak dal yok ortasında hor haşîn dalgalar
Devr i fitende ulemâi sû’ya püsküllü yalan düştü
Tut elimizden! Yâ Rabb! Tut ki varlığınla avunayım!
Göz selimde boğulmadan dipdiri Sana varayım!
Şâhit ol ey zamân sen de bu asr ı tuğyana
Katillere tâç giydirilir şirretlikse had safa
Yer gök kan ağladı yetiş ey Muhammed Mustafâ (sav)
Himmet eyle sar yaralar yetsin artık bunca cefâ
Devr i fitende ulemâi sû’ya püsküllü yalan düştü
Tut elimizden! Yâ Rabb! Tut ki varlığınla avunayım!
Göz selimde boğulmadan dipdiri Sana varayım!
Kimi yirmi kişi ile biner lastikten bir bota
Yol alınca delinir su alır olur alabora
Zifiri gece düşer dev gibi dalgalara
Akbabalar üşüsmek için beklerler sıra
Devr i fitende ulemâi sû’ya püsküllü yalan düştü
Tut elimizden! Yâ Rabb! Tut ki varlığınla avunayım!
Göz selimde boğulmadan dipdiri Sana varayım!
Deniz sizi yutarken biz burda boğulduk
Anne üşüdüm diyen yavrunuza kahrolduk
Can pazarında yavrusunu çıkaran babaya oyulduk
Canı kesilip düşen şefkat âbidesi babaya kavrulduk
Devr i fitende ulemâi sû’ya püsküllü yalan düştü
Tut elimizden! Yâ Rabb! Tut ki varlığınla avunayım!
Göz selimde boğulmadan dipdiri Sana varayım!
Ateş nereye düşrse düşsün elbette bizi yaktı
Ocağı sönen çaresiz babanın çilesi arşa dayandı
Cenâzelerine bile gidemedi gurbette muk’ab yandı
Göz seli taşırdı Merici zâlim kavme sel olup aktı
Devr i fitende ulemâi sû’ya püsküllü yalan düştü
Tut elimizden! Yâ Rabb! Tut ki varlığınla avunayım!
Göz selimde boğulmadan dipdiri Sana varayım!
Ciilekeş kardeşim sakın sanma ki Hak görmedi
Âsiye annemiz gibi katından köşkler serâser serdi
Cümle müminin hayâli mertebe-i şehâdet idi
Denî dünyânın çocuklarını cennet çocukları eyledi
Devr i fitende ulemâi sû’ya püsküllü yalan düştü
Tut elimizden! Yâ Rabb! Tut ki varlığınla avunayım!
Göz selimde boğulmadan dipdiri Sana varayım!
Rahman’in gadâbından kâçtılar fersah fersah
Rahmetinin kollarına atıldılar âgâh
Gâh Hudânın oduna yandı;teveccühe boyandı gâh
Mest i likâ gördün bir bilsen âh
Devr i fitende ulemâi sû’ya püsküllü yalan düştü
Tut elimizden! Yâ Rabb! Tut ki varlığınla avunayım!
Göz selimde boğulmadan dipdiri Sana varayım!
Sabır içre şükür kurtuluşun anahtarı
İlhâda âh eyler eğilmeyen başları
Asla susturulamaz Hak dilbeste solukları
Asla esir alamaz yeis batağı umuttandır dorukları
Devr i fitende ulemâi sû’ya püsküllü yalan düştü
Tut elimizden! Yâ Rabb! Tut ki varlığınla avunayım!
Göz selimde boğulmadan dipdiri Sana varayım!
Dağdağa-yı cana düşen olur perîşân
Bir çalım nûr atmış melâike çehreler nûrefşân
Âbidevî metânetiniz gönüllerde oldu eyşân
Zemzemle arınmış billâh hafsalalar dırahşân
Devr i fitende ulemâi sû’ya püsküllü yalan düştü
Tut elimizden! Yâ Rabb! Tut ki varlığınla avunayım!
Göz selimde boğulmadan dipdiri Sana varayım!
Hansa Betül
post hakkında tartışma