- Hanife Hanım, küçük yaşta babasını kaybetmiş, annesinin yalnız büyüttüğü üç kardeşten birisiydi. Annesi tek başına çalışarak onları okutmuş, Hanife Hanım da bu emekleri karşılıksız bırakmayarak pırıl pırıl bir öğretmen olmuştu. Sıkıntılarla dolu hayatında artık mutlu olmak istiyordu. Bin bir umutlarla 2014 Ekim ayında kendisi gibi yetim olan Ahmet Turan Bey’le evlendi. Mutluluğu seneler sonra yakalamışlardı ama olmadı. 15 Temmuz günü binlerce insan gibi onların da umutlarına, hayallerine darbe yapıldı. Ahmet Bey askerlik vazifesinin bitimine 10 gün kala tutuklanarak Rize Cezaevine oradan da Antalya Cezaevine gönderildi. Hanife Hanım’ın sıkıntılarla dolu hayatının üzerine yaşadığı bu acılar ona çok ağır gelmiş, hastalanmıştı ancak kendisi de gözaltına alınma endişesiyle uzunca bir süre hastaneye gidemedi. Bu zaman zarfında sinsi hastalığı ilerlemiş ve dayanılmaz bir hal almıştı. Hastaneye gittiler, kanser teşhisi kondu. Hemen tedavisine başlandı. Kısa bir süre sonra korktuğu başına geldi. Kemoterapi alan Hanife Hanım’ın hasta yatağında polisler ifadesini aldı. O kadar hastaydı ki polisler onu götüremediler. Fotoğraflarını çekip savcıya gönderdiler. Acılar içinde kıvranan bu masum kadın hasta yatağında bir de bu stresi yaşadı. Son günlerde ağrıları dayanılmaz bir hâl alan Hanife Hanım’ın hastalığına bağlı olarak ciğerleri su topladı. Yorgun kalbi daha fazla dayanamadı. Türlü çilelerle dolu hayatının sonunda, küçük bir hastane odasında, yanında çok sevdiği, doyamadığı eşi olmadığı halde, garib bir şekilde Rahmet-i Rahman’a kavuştu. O da “Kutlu Garipler Kervanı” nın bir neferi oldu. Bir hesap daha ahirete kaldı. Allah rahmet eylesin. Firdevs cenneti sonsuz yurdu, şehitler komşusu olsun. AMİN. 11.01.2021
post hakkında tartışma