• Youtube
12 Mayıs 2025, Pazartesi
  • Giriş
Biten Hayatlar
  • Ana sayfa
  • Vefatlar
    • Yıllar
      • 2022
      • 2021
      • 2020
      • 2019
      • 2018
      • 2017
      • 2016
      • 2014
  • Haberler
  • Makaleler
  • Videolar
    • Dinletiler
    • Belgesel
  • Sizden Gelenler
    • Çizimler
    • Mektuplar
    • Şiirler
  • İletişim
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Gör
  • Ana sayfa
  • Vefatlar
    • Yıllar
      • 2022
      • 2021
      • 2020
      • 2019
      • 2018
      • 2017
      • 2016
      • 2014
  • Haberler
  • Makaleler
  • Videolar
    • Dinletiler
    • Belgesel
  • Sizden Gelenler
    • Çizimler
    • Mektuplar
    • Şiirler
  • İletişim
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Gör
Biten Hayatlar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Gör
Anasayfa Haberler
Bir tutsak cinayeti: Medeni Arifoğlu’nun adım adım öldürülüşü

Bir tutsak cinayeti: Medeni Arifoğlu’nun adım adım öldürülüşü

Murat AKKURT
11 Şubat 2020
Haberler
0 0
0
0
PAYLAŞ
53
GÖRÜNTÜLENME
Facebook'ta PaylaşınTwitter'da PaylaşınWhatsapp

Cezaevinde kanser olan, tedavisi engellenen, ölüm döşeğinde tahliye edilen ödüllü iş insanı Medeni Arifoğlu’nun eşi Nuran Medeni ilk kez konuştu.

Medeni Arifoğlu, Bingöl’ün önemli iş adamlarından biriydi. Bingöl’ün ekonomisine yaptığı katkılardan dolayı 2012’de Erdoğan tarafından ödüllendirilmişti. Aynı zamanda mali müşavirdi.

15 Temmuz’dan sonra mallarına tedbir konuldu, hapsedildi. Cezaevinde, apandisiti patlayınca bile hak ihlalleriyle karşı karşıya kaldı. 3 hafta doktora götürülmedi. Bir akşam demir kapılara vurup sürüne sürüne revire çıktığını, “Ölüyorum” diyerek yardım istediğini daha sonra eşine anlattı.

Cezaevine girdiğinde karaciğer nakli yapılmış bir hasta olan Medeni Arifoğlu’na, Temmuz 2018’de böbrek kanseri teşhisi konuldu ve bundan sonra da yaşadığı ihlaller artarak devam etti. HDP Milletvekili ve insan hakları savunucusu Gergerlioğlu’nun ifadesine göre “Ona özel bir zulüm” yapılıyordu. Hastanelerde mahkum odası yok diye Malatya ile Adana Cezaevi arasında getirilip götürüldü. Bir gün artık çok kötü olduğunda “Beni rahat bırakın, ölmek istiyorum” diyerek bütün tedavileri reddetti.

Üç çocuk sahibi olan Medeni Arifoğlu, eşi ve Gergerlioğlu’nun çabaları sonucunda Mart 2019’da tahliye edildi ama artık yapılacak pek bir şey kalmamıştı. İşadamı Arifoğlu 25 Ocak 2020’de hayatını kaybetti. Bold’a özel röportaj veren eşi Nuran Arifoğlu, “Eşim tahliye edildi ama ölüme giden bir sürece soktular onu. Elimize bir cenaze verdiler. Eşim cezaevinde sürüne sürüne öldü” dedi.

Cemaat soruşturmaları kapsamında iki kere tutuklanan Medeni Arifoğlu örgüt üyesi olduğu iddiasıyla 7 yıl 6 ay hapis  cezasına çarptırıldı. Dosyası İstinaf’ta bulunuyordu.

35 gün, 4 er, 1 komutan ve 1 gardiyan eşliğinde eşine bakmak zorunda kalan Nuran Arifoğlu’nun anlattıkları:

Medeni Arifoğlu, ölümünden 3 hafta önce. Nuran Arifoğlu: “Ben her gün onun daha kötüye gittiği bir süreci yaşadım, en zoru da son üç haftasıydı.”

2012’DE KARACİĞER NAKLİ OLMUŞTU

“Eşim 25 Temmuz 2016’da gözalatına alınıp 3 gün sonra tutuklandı ve Bingöl Cezaevine konuldu. 20 gün sonra Malatya Cezaevine gönderildi. O süreçten bu yana ağır bir şekilde geçti. Cezaevinde hayatını zehir ettiler. Hücreye attılar, hastaneye götürülmedi, defalarca ölümden döndü. Malatya Cezaevinde kaldığı süre zarfında bayağı sağlık sıkıntıları yaşadı. 2012’de karaciğer nakli olmuştu. Onun sıkıntılarını yaşamaya başladı. 2,5 ay sonra tahliye edildi. 3,5 ay sonra sonra tekrar tutuklandı. Sağlık sorunları daha da ağırlaştı. Havaleler geçirdi, aşırı kilo kaybı, bitkin düşme, halsizlik, görüşlere bile zor geliyordu. Rahat değildi, hep hastaydı.

DOKTOR ORGAN NAKLİ KAYBI YAŞAYABİLİR DEDİ

Onun bu durumundan dolayı birçok yerlere başvurmak zorunda kaldım. Çok yardım istedim. Çünkü eşimin içeride bu sağlık sorunlarıyla yaşayamayacağını biliyordum. Malatya Turgut Özal Merkezinde nakil olmuştu. Karaciğer naklini yapan doktor, içeride tutulmaya devam edilirse organ kaybı yaşayacağına dair rapor verdi.

Bir gün görüşe gittiğimizde hastaneye yattığını cezaevinde öğrendik. Oraya koştuk. Yanına gidemedik, göremedik. Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun birkaç yazını gördüm. Ona yazdım. Çok kısa sürede bize dönüş yaptı. Durumunu Meclis’te dillendirdi. Batman Milletvekili Mehmet Ali Aslan da Meclis kürsüsünden durumunu anlattı.

GÜNDE 19 İLAÇ KULLANIYORDU

Eşim günde 19 ilaç kullanıyordu. Başta 17 ilaç kullanıyordu, daha sonra iki tane de antidepresan almaya başladı. Durumunun kötüye gittiğini söyledi. 21 günlük yoğun bakımdan sonra tekrar cezaevine götürüldü. Cezaevi artık onun için kabus oldu. Havalandırmaya çıkamamaya, görüşlere çok zor gelmeye başladı. Bu süreç uzunca bir süre böyle devam etti.

Temmuz 2018’de hastaneye götürülüyor ve böbreğinde 5 cm’lik bir tümör tespit ediliyor. Kendisine söylenmiyor bu. Her görüşe gittiğimde çok ağrım var, uyuyamıyorum, hastayım diyordu. Biz de çaresiz. Ömer hocadan başka arayacak kimsemiz yoktu. O da elinden geleni yaptı. Kasım 2018’de hastaneye götürüldüğünde tümörün 14 cm olduğu söylenildi.

TÜMÖR 5 AYDA 14 CM OLDU

Adana Balcalı Devlet Hastanesine gönderileceği ve orada böbrek ameliyatı olacağı söylendi. Oraya gitmesine gönlümüz razı olmadı ama ameliyat olacak, rahat edecek diye bir nevi umutlandık. Balcalı’daki doktor, mahkum koğuşumuz yok, ben bu ameliyatı yapamam diyor. O süreçte görüşlere Malatya’dan gidip geldim. Her gittiğimde daha kötüydü. Donuyordu, kaz tüyü bir şişme montu vardı. Onunla uyuyorum diyordu. Çok üşüdüğünü anlatıyordu. O şartlarda yaşayamayacağını kimseye anlatamadım. 50 gün böyle sürdü.

“ÖLMEK İSTİYORUM, BENİ RAHAT BIRAKIN”

Sonra tekrar cezaevine götürüldü. O süreçte eşim, “Ben artık ölmek istiyorum, beni rahat bırakın, tedavi olmak istemiyorum. Çünkü siz tedavide samimi değilsiniz. Beni gerçekten tedavi edecekseniz götürün” diyor. Onlar bu güvenceyi vermediği için ikinci bir hastanaye gidip boş dönmeyi göze alamıyor. Çünkü çok kötüydü. Adana’daki tedavileri reddettiği için bir cuma günü eşimin tekrar Malatya’ya getirildiğini duyduk.

KANSER BOYNUNDAKİ KEMİĞİ PATLATMIŞTI

Malatya’ya geldi diye sevindik. Çünkü bütün tedavilerinin yapıldığı Turgut Özal Tıp Merkezi bu ameliyatı yapacaktı. Ama 20 gün hastaneye götürülmedi. Günde birkaç defa acile götürülüp ağrı kesicilerle ağrısı dindirilmeye çalışıldı ama kanser metastaz yapmıştı. Boynundaki kemiği patlatmıştı, kolu iptaldi, yürüyemeyecek durumdaydı. Perperişandı yani. Görünce yüreklerin kaldıramayacağı bir görüntüye bürünmüştü.

Uzun bir uğraştan sonra hastaneye yatırıldı. Boynundaki tümör alındı ama böbreği için yapılacak bir şey yoktu. Ana arterlere kadar tümörün dağıldığı ve ameliyat masasında kalabileceği için üroloji bu ameliyatı yapmayacağını söyledi. Mesanesine de farklı organlara da sıçramıştı. Öyle bir aşamaya gelmişti 6-7 ay zarfında.

35 GÜN, 4 ER, 1 KOMUTAN, 1 İNFAZ MEMURU EŞLİĞİNDE EŞİME BAKTIM

Boyun ameliyatından sonra savcıya gittim. Refakat için izin istedim, rica ettim, ölebilir eşim dedim, bana bunu çok görmeyin, bırakın yanı başında olayım, eline bir bardak su vereyim dedim. İzin verdi. 35 gün, 4 er, bir komutan ve bir infaz memuruyla sabah hastaneye gidip akşama kadar ihtiyaçlarını görmeye çalışıyordum.

Daha önce defalarca kez başvurduğumuzda ‘cezaevinde yatabilir, herhangi bir engel yoktur’ diyen adli tıp, bu süreçte eşime 6 ay ceza ertelemesi verdi sözde ama artık iş işten geçmişti. Tahliyesinin bir anlamı kalmamıştı. Boynundaki tümör alındığında beynine attı, dolayısıyla bütün vücudunu sardı.

ÇOCUKLARIYLA SOHBET ETMEYE HASRET KALDI

Çıktıktan sonra yüzünde hiçbir gülümse yakalayamadık. Hasret kaldığı şey, çocuklarıyla bir masada oturup sohbet etmekti. Hiç yapamadı. Yarabbi bana 2-3 yıl daha ömür ver, çocuklarım için bir şeyler yapabileyim, öyle canımı al diye dua ediyordu. O da olmadı. Öleceğini biliyordu. Ukdeleri vardı, keşkeleri vardı. Ama artık bitmişti.

EŞİM İÇİN GECİKİLDİ, DİĞER HASTALAR İÇİN DÜZENLEME YAPILSIN

Bu mağduriyeti dile getirmemin sebebi, benim bildiğim kadarıyla cezaevlerinde 1334 hasta var. Hamile anneler var, bebekler var. O hastalar gerçekten o koşullarda yaşayamaz. Eşimden biliyorum. 3 yıla yakın bir süreçte eşimin nasıl bittiğini ben gözümle gördüm. Nasıl eridiğini, gözünün ferinin gittiğini, ölümün yaklaştığını her hafta seyrettim. Kanseri atlatan hasta sayısı çok nadir. Bu da büyük bir moral ve motivasyonla mümkün. Cezaevinde moral mümkün değil. Eşim için gecikildi, geç bir tahliye verildi, onun hesabı mahşere kaldı. Diğer hasta tutuklular için Allah rızası için bir düzenleme yapılsın, onlara bir çare bulunsun.”

Nuran Arifoğlu, telefonla yaptığımız ilk görüşmede eşinin cezaevinde apandisiti patladığı ilk dönemleri, eşinin taziyesini, çocuklarını ve son günlerini şöyle anlatmıştı:

“Apandisiti patladığı dönemde 3 hafta doktora götürülmüyor. Zehirleniyor eşim, antibiyotik kullandığı için bir şey olmuyor. Daha sonra anlatmıştı: “Nuran, kameralardan da görüyorlar, ben sürüne sürüne kapıya vurdum, kapıyı açtılar. Sürüne sürüne üst kata revire çıktım, ölüyorum dedim. Sen nasıl kapıya vurursun diye eşime demedikleri kalmıyor. Hastaneye götürdüklerinde direkt ameliyata, yoğun bakıma alınıyor. O yoğun bakım odasının kapısında bile beni bekletmediler, diğerlerine suç olmayan şeyler bana yasaktı.”

HAİN DİYE BAĞIRANLAR TAZİYEYE GELDİ

“Dört asker, bir komutan, bir infaz memuru ile hastane odasından akşam namazından hemen sonra çıkıyordum. En acısı yoğun bakımdı. O dönemde yine aynı askerlerle. Oturmuşum yatağının ucunda, o makinalara bağlı. O sabah gelen komutanın sesini duydum, taburcu ettiler, götüreceğiz dedi. Ben çıldırdım, kafayı yedim. Doktora gidip taburcu ettirmişler. Bağırdım, çağırdım, kafama sıksanız eşimi bırakmıyorum dedim. Ne halde götürdüklerine dair fotoğraflar var bende. Öyle öyle derken, bize bir cenaze verildi.

Sonrasında yapılan kemoterapiler işe yaramadı. Hacettepe’ye gittik, akıllı ilacı duymuştuk, bu ilaç Medeni bey karaciğer nakli olduğu için yapılmadı. Tekrar yeni bir kür kemoterapi verildi, gönderildik, kemoterapi seansları bitmeden vefat etti. Son 5 gün Elazığ’a Fırat Üniversitesine gittik. Orada oturduk, sadece başında dua ettik.

15 Temmuz’dan sonra yapılan demokrasi nöbetlerinde ‘Medeni Arifoğlu’na idam diye bağıranlar ölünce taziyesine geldi. Darbeyi eşimin yaptığını ilan ettiler. Bu şehrin kurbanı eşim seçildi. Camide, mezarlıkta izdiham oldu.

KIZIM DA KALP YETMEZLİĞİ OLUŞTU

Bu süreçte cezaevine gidip gelmekten kızımda kalp yetmezliği oluştu. Babası hukuk okumasını istedi, şimdi hukuk okuyor. 21 yaşında. Küçük oğlum 15 yaşında, o da fen lisesine gidiyor. Tek hayali yine aynı masada oturup çocuklarıyla sohbet etmekti. Ağrısız, sancısız gecesi olmadı.”

FOTOĞRAFLARLA MEDENİ ARİFOĞLU’NUN 3 YIL İÇİNDE YAŞADIKLARI…

Aynı zamanda mali müşavir olan Medeni Arifoğlu, Bingöl’deki bürosunda, 2016 kış ayları.

Burası Malatya Cezaevi. Babasının cezaevinde ilk yılı, 2016. Küçük oğlum 7. sınıfa gidiyordu. Oğluma onu çok sevdiğini ve güvendiğini söylemişti.

Üç yıl sonraki bu fotoğrafta yine üçümüz varız. Oğlum babasız büyüdüğü zamanda bir delikanlı olmuştu. 2019, sonbahar ayları.

Cezaevine girdikten bir yıl sonraki fotoğrafı. Malatya Cezaevi, 2017 yaz ayları.

Malatya Cezaevinden tahliye olduğu gün, Mart 2019

Nuran Arifoğlu: Sırtındaki tümörün alındığı bölgede kemik eti delip dışarı çıkmıştı. Onun ameliyatına gireceği zaman. O günü unutamam.

Kemoterapi ünitesinde kemoterapi ilacı verilirken.

Yine kemoterapi ünitesi, Malatya Turgut Özal Tıp Merkezi.

Nuran Arifoğlu: Kanser hastası bir tutuklunun tahliye edildikten sonraki süreci. Tahliye verseler bir kayıpları yok, çünkü hasta zaten yatağa mahkum.

 

Nuran Arifoğlu: Tedavi için Hacettepe’ye gitmiştik. Akıllı ilacı duymuştuk, bu ilaç Medeni bey karaciğer nakli olduğu için yapılmadı. Tekrar yeni bir kür kemoterapi verildi, gönderildik. Malatya’ya dönerken Esenboğa Havaalanında çekmiştim bu kareyi.

Ölümünden iki hafta önce Malatya Turgut Özal Tıp Merkezinde yoğun bakımda odasında.

Fatih (26), Feyza Nur (21), Arif (15) adında üç evladı bulunan Medeni Arifoğlu’nun çocuklarına yazdığı şiirde yaşadığı süreci anlatıyor: Yatağa kelepçelenmesini, koğuşta nemli yataklarda uyumak zorunda kalmasını, jandarmalar kolunda, hastane yolunda geçen günlerini, yoğun bakımda ölüm ile nasıl burun buruna geldiğini ve daha nice haksızlıkları…

Etiketler: Medeni Arifoğlu

Murat AKKURT

post hakkında tartışma

Bağlı Kalın

  • En Çok Bakılanlar
  • Yorumlar
  • En Yeni
Esma Uludağ

Esma Uludağ

8 Mart 2021
Mustafa Hikmet Kayapalı

Mustafa Hikmet Kayapalı

14 Mayıs 2020
Ailesini Meriç’te kaybeden Murat Akçabay: Rabbim mahşeri yaşattı

Ailesini Meriç’te kaybeden Murat Akçabay: Rabbim mahşeri yaşattı

2 Kasım 2019
MAHİR METE KUL’UN ARDINDAN

MAHİR METE KUL’UN ARDINDAN

29 Haziran 2021
Teoman Gökçe

Teoman Gökçe

0
Kübra Kuzan

Kübra Kuzan

0
Mehmet Tokgöz

Mehmet Tokgöz

0
Cemal Uşşak

Cemal Uşşak

0
Mehmet Ali Şengül

Mehmet Ali Şengül

19 Ekim 2023
Recep Yaya

Recep Yaya

12 Ekim 2023
Nurdan_İbrahim Gündüz

Nurdan_İbrahim Gündüz

12 Ekim 2023
Özkan Ersoy

Özkan Ersoy

12 Ekim 2023

Son Haberler

Mehmet Ali Şengül

Mehmet Ali Şengül

19 Ekim 2023
512
Recep Yaya

Recep Yaya

12 Ekim 2023
415
Nurdan_İbrahim Gündüz

Nurdan_İbrahim Gündüz

12 Ekim 2023
450
Özkan Ersoy

Özkan Ersoy

12 Ekim 2023
478
Facebook Twitter Instagram Pinterest Youtube

Hakkımızda

2013 yılı ve özellikle 15 Temmuz 2016 yılından sonra uygulanan zulüm neticesinde hayatını kaybedenleri unutmamak ve unutturmamak için sitemiz hazırlanmaktadır.

Bizi Takip Edin

  • Haberler
  • Makaleler
  • Videolar
    • Dinletiler
    • Belgesel
  • Sizden Gelenler
    • Çizimler
    • Mektuplar
    • Şiirler

Bize Yazın

    © 2019 Biten Hayatlar - Sitemiz şahsi paylaşımlarda içerik kullanımına açık olup, kurumsal adreslerin ve sitelerin paylaşımlarında kaynak gösterilmesi zaruridir.

    Tekrar Hoş Geldiniz!

    Hesabınıza giriş yapın

    Parolanızı mı Unuttunuz?

    Şifre almak

    Lütfen şifrenizi sıfırlamak için kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

    Oturum Aç

    Add New Playlist

    Sonuç Yok
    Tüm Sonuçları Gör
    • Ana sayfa
    • Vefatlar
      • Yıllar
        • 2022
        • 2021
        • 2020
        • 2019
        • 2018
        • 2017
        • 2016
        • 2014
    • Haberler
    • Makaleler
    • Videolar
      • Dinletiler
      • Belgesel
    • Sizden Gelenler
      • Çizimler
      • Mektuplar
      • Şiirler
    • İletişim

    © 2019 Biten Hayatlar - Sitemiz şahsi paylaşımlarda içerik kullanımına açık olup, kurumsal adreslerin ve sitelerin paylaşımlarında kaynak gösterilmesi zaruridir.

    Bu web sitesini kullanmaya devam ederek, çerezlere onay veriyorsunuz. Gizlilik ve Çerez Politikasını kontrol edin.
    X