Silivri Cezaevinde geçirdiği beyin kanaması sonucu hayatını kaybeden Albay Adnan Çetin’in ihmal sonucu ölüme sürüklendiği ortaya çıktı.
15 Temmuz davalarında birçok askerin ve askeri öğrencinin avukatlığını yapan Kemal Uçar, Cağlar Cilara’nın Onuncu Köy programına konuk oldu. Cemaat soruşturmaları kapsamında tutuklanan ve bir süre Silivri Cezaevinde kalan Uçar, programda cezaevinde karşılaştığı hak ihlallerini anlattı.
16 Şubat 2018’de Silivri Cezaevinde beyin kanaması geçirerek hayatını kaybeden Albay Adnan Çetin’in ölümüne tanıklık eden müvekkillerinin bulunduğu ifade eden Uçar, “Albay Adnan Çetin fenalaşıyor. Mesai saati biraz geçmiş herhalde ki, rica minnet revire çıkartılıyor. Serum bağlanıyor. Serum tabi ki kan akışını hızlandırdığı için beyin kanaması hızlanıyor. Sonra gelip koğuşa bırakıyorlar ama artık yürüyemeyecek halde.” dedi.
Albay Adnan Çetin. Fotoğraf: Twitter
9 SAAT SONRA HASTANEYE GÖTÜRÜLDÜĞÜNDE ÇOK GEÇTİ
Çetin’in dili şişmiş, gözü kaymış, yani öldü ölecek bir halde ranzada yattığını, yürüyemediğini belirten Uçar şöyle devam etti:
“Artık acil durum butonuna basıyorlar, biri gelip dışarından basana kadar ötüyor devamlı. İKM geliyor, ne var diyor, bu adam öldü ölecek, ya biz görevimizi yaptık, revire gitti geldi, doktoru gördü geldi, ya ama tamam da öldü ölecek. En son tekrar basıyorlar zile, not yazıyorlar, kameraya tutuyorlar ‘ölecek bu adam’ diye. Yani gelin artık, çok ciddi bir şey var diye. Sonra alıp Silivri Devlet Hastanesine götürüyorlar. Hastane diyor ki, bu adam beyin kanaması geçiriyor, acilen beyin cerrahı görmeli. Doktor Sadi Konak’a gönderiyorlar, Bakırköy’e. Tabi 9 saat geçmiş oluyor üzerinden geldiğinde ve beyin ölümü gerçekleşmiş oluyor.”
Sözleşmeli iki erin ifadesinde adı geçtiği için tutuklanan Adnan Çetin, 25 Şubat 2018’de Bahçelievler Yayla Camiinde ikindi vaktinde kılınan cenaze namazından sonra Küçükçekmece Tepecik Mezarlığına defnedilmişti.
KAN TAHLİLİ İÇİN BİR YIL BEKLEYEN KOMUTAN
Uçar hapiste başka hasta müvekkillerinin de bulunduğu söyledi. Bağırsaklarından sorunu olan Hava Harp Okulu komutanın kan tahlili için 1 yıl beklediğini aktaran Uçar, “Bağırsaklarında sorun vardı, devamlı kilo kaybediyordu. Kan tahlili için gitmişti. Bir yıl sonra ancak kan tahlilini alabildik. Onu da raporu kaybetmişler. Süreç baştan başladı. Devamlı bir özensizlik var. Bu da şundan kaynaklanıyor. Medyada bunlar vatan haini, bunlar terörist, bunlar fetöcü dedikleri için onlara biraz daha mesafeli yaklaşırsak, biraz daha sert durursak, biraz daha onlara zorluk çıkarırsak daha makbul olacak zannediyor bazıları.” ifadelerini kullandı.
TSK’DAKİ İLGİNÇ FİŞLEME KRİTERLERİ!
Programda, TSK’da halen görevde bulunan bir askerle görüşmesi anlatan Kemal Uçar, insanların nasıl fişlendiğini dair ilginç bilgiler aktardı: “Bana dedi ki, bir fetöcüyü gözünden anlarım. Nasıl anlarsın, diye sordum. Kurmay ise, yabancı dil puanı yüksekse, yurt dışı NATO görevi varsa, asları tarafından seviliyorsa, amirleri tarafından da tam sicil puanı varsa, mesai mevhumu tanımadan çalışıyorsa o askerde sıkıntı vardır dedi. Dedim ya komutanım, insanın o örgüte giresi gelir. Kriter olarak bunları mı söylüyorsunuz dedim. Liyakatsiz amiral, generaller için fetö getirdi onları diyorsunuz. Akıllı olanlar için de böyle diyorsunuz. Akıllı olmak suç, akılsız olmak suç. Ne yapmamız lazım yani. Kritersizlik almış başını gidiyor.”
A5 36, NAM-I DİĞER BASIN SİTESİ
Birçok gazetecinin de tutuklu bulunduğu Silivri’de A5 36 bölümünde, yani nam-ı diğer basın sitesinde kaldığını belirten Uçar yan koğuşunda Mehmet Altan, Mümtazer Türköne, Zaman Gazetesi Reklam Müdürü Yakup Şimşek ve Rota Haber Genel Yayın Yönetmeni Ünal Tanık gibi isimlerin olduğunu söyledi.
AVUKAT MÜVEKKİL AYNI KOĞUŞTA, HUKUKTA SON NOKTA
Hava Hava Harp Okulu Alay Komutanı Kurmay Albay Hüseyin Ergezen ile koğuşta karşılaştığını söyleyen Uçar “Avukat müvekkil aynı koğuşta, hukukta son nokta.” dedi.
post hakkında tartışma